Georges Gurvitch, Rus asıllı Fransız sosyolog. Hukuk ve bilgi sosyolojisi alanında çalışmalar yapmıştır.
Georges Gurvitch, 11 Kasım 1894'te, Rusya'nın Karadeniz kıyısında bulunan Novorossiysk'te doğdu. Sosyolojik ve felsefi düşünce hayatına, 14 yaşında lise sıralarındayken Kautsky, Plekhanov ve Lenin'i okuyarak başladı. Bu yazarların, katı determinizme inançları, onda birtakım şüpheler uyandırdı. 16 yaşına geldiğinde Karl Marx'ın kendi yapıtlarını, özellikle "Kapital"i okumayı denedi. Kapital'i okurken ne Marx'ın fikirlerini tartıştığı iktisatçılardan herhangi birinin eserini, ne de yöntemini ekspoze aracı olarak kabul etmekle birlikte eleştirdiği Hegel'in Mantık'ını (Logique) bilmediğini fark etti. Bunun üzerine, Adam Smith'i ve Hegel'i okumaya karar veren Gurvitch; Adam Smith'in "Milletlerin Zenginliği"ni yüzeysel buldu. Marksizm'de onu kaygılandıran her şeyin kaynağı olarak gördüğü, Hegel'in "Mantık"ı ise gözünü korkuttu. Hegelci olmaksızın Marksist kalamayacağının söylenmesi üzerine, Hegel'in "Hukuk Felsefesi"ni okudu. Fakat sonuç onun için bir yıkım oldu. Bunun üzerine, 17 yaşında Hegelcilik ve Marksizmle bütün bağlarını kopardı. Kant'ta ve Yeni Kantçılarda insan, insanlık ve toplum arasındaki geçidi bulacağını umarak yüksek öğreniminin ilk iki yılında (1912 - 1914) okuduğu yeni kantçılar onda derin bir tepki yarattı. Daha sonra Wilhelm Wundt, Halklar Psikolojisi'ni (Völker Psychologie) daha iyi anlayabilmesi için Gurvitch'e kendisinin laboratuvarında deneysel psikoloji çalışmasını tavsiye etti. Oldukça kısa süreli bu çalışmalar sonucunda Gurvitch'in tek kazancı deneysel olarak, dolaysız "psycho - physiologique paralellik"in olanaksızlığını öğretmesi ve yaşayan zaman ile kavramlaştırılmış (conceptualise) zaman ve giderek, ölçülen, nicelendirilen, alansallaştırılan zaman arasında uyuşma olmadığını göstermesi olmuştu. Henri Bergson'u okumaya ve incelemeye bu sıralarda başladı. Bergson'la Kant idealizminin ve yeni kantçılığın üzerindeki etkisinden kurtularak, zorunlulukçuluktan arınmış bir gerçekçiliğe yöneldi. Yüksek öğrenimi sırasında bir üniversite yarışması için yazdığı "Theophan Prokopovitch'in siyasi öğretisi ve Avrupa'daki kaynakları: Grotius, Hobbes, ve Püfendorf" ( 1915), ona altın madalya kazandırarak akademik kariyer yolunu açtı. Lisans diplomasını aldıktan sonra (1917) profesörlüğe hazırlanmaya başladı. Sankt-Peterburg Devlet Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olana kadar, geçen yıllarında düşünceleri yazılarında da anlaşılabilecek dönüm noktalarıyla damgalandı.1
1920'de Çekoslavakya'ya gitti ve orada üç eser yayımladı. 1925'te Fransa'ya göç etti ve Sorbonne'da öğretmen oldu. 1929'da Fransız vatandaşlığına geçti. 1932'de devletten ve onun hukuksal düzeninden tamamıyla bağımsız olarak ortaya çıkan ve devlet hukukuyla çeşitli bağdaşmalara girebilen toplumsal hukuk fikrini işlediği, "Toplumsal Hukuk Fikri" adlı doktora tezini hazırladı. 1939'da Maginot Hattı'nda askerdi. Bozgundan sonra Amerika'ya giderek "Amerika ve Hür Fransa Hareketi"ne katıldı. 1941'de Ecole Libres des Hautes Etudes'ün kurulmasında görev aldı ve sosyoloji bölümünün başkanlığına getirildi. 1945'te Strasbourg Üniversitesi'ndeki kürsüsüne döndü. Kuramsız, kültürsüz olarak nitelendirdiği Amerikan Sosyolojisine karşı 1955'te, "Fransızca dilinden sosyologlar uluslararası birliği"ni kurdu. Türkiye dahil birçok ülkede konferanslar verdi. Sömürgelerin özellikle de Cezayir'in bağımsızlığından yana tavır alan Gurvitch'in, evine 1962'de bombalı saldırı düzenlendi. Gurvitch, Enfarktüs'e yakalanması sonucu 12 Aralık 1965'te öldü.2
Gurvitch, hukuk sosyolojisini "Esprit Sosyolojisi"nin bir bölümü olarak kabul eder. Gurvitch'in hukuk sosyolojisi anlayışının temelinde "hukuksal çoğulculuk" ve "normatif olgu" kavramları yer alır. Hukuksal çoğulculuk anlayışı hukuk oluşturma gücünün sadece devlete özgü olmadığını kanıtlamaya çalışır. Toplumsal gerçekliğin hukuk yaratmaya, hukukun asli kaynağı olmaya elverişli her görünümü ise Gurvitch tarafından "Normatif Olgu" olarak adlandırılmıştır. Gurvitch'in bütün eserlerinde tekrarladığı, toplumsal gerçekliğin derinlemesine ve yatay analizi hukuk sosyolojisi anlayışında da görülür. Ona göre hukuksal gerçeklikte sürekli gerginliklerin ve uyuşmazlıkların çözümü hukuk sosyolojisindeki mikro ve makro alanların birbirinden ayrılması sonucu bilinebilir. Hukuksal gerçekliğin mikro hukuk sosyolojisi Gurvitch tarafından "sistematik hukuk sosyolojisi" olarak adlandırılır. Burada asıl gerçek toplumsal kaynakları ve buna bağlı olarak değişen hukuk türleri ile derinlemesine hukuk sosyolojisi incelenmektedir. Gurvitch'in "ayrımsal hukuk sosyolojisi" olarak isimlendirdiği makro hukuk sosyolojisinde ise arasında, devletin oluşturduğu hukuk kadrosuna üstünlük tanıyacak bir hiyerarşinin kurulamayacağını özellikle belirttiği hukuk kadroları ve hukuk sistemleri incelenir. Gurvitch'in "genetik hukuk sosyolojisi" olarak isimlendirdiği dal ise, tarih içinde her toplum tipinin hukuksal yapısında meydana gelen değişme eğilimlerini ve bu değişimin etkenlerini konu alır.3
Orijinal kaynak: georges gurvitch. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page